Icma.az
close
up
RU
TÜRK DÜNYASI DÜŞÜNCE KURULUŞLARI

TÜRK DÜNYASI DÜŞÜNCE KURULUŞLARI

Naci YENGİN

Dünyada yaşanan gelişmelere bakıldığında insan ve devletler için önümüzdeki süreçte bazen lehte bazen de aleyhte gelişmelere açık durumların oluşabileceğini öngörmek mümkündür. Özellikle son yıllarda bölge ve dünyadaki gelişmelere bakıldığında yaşadığımız tecrübeler, insanlığın içinde bulunduğu kaos sarmalı her geçen gün daha farklı ve içinden çıkılamaz bir boyut kazanıyor. Son çeyrek yüzyılda Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Afrika bağlamında zaman geçmek bilmedi! Kaoslar daha da derinleşti!

Zamanın sarkacı altında yaşayan insan ve devletler için kaos ortamları bazılarına göre hüzün bazılarına göre ise zamanı dönüştürme, olumluya çevirme anlamına gelebiliyor.

Türk dünyası açısından bakacak olursak zamanın iki yüzyıldan fazladır aleyhimize işlemiş gibi görünüyor. Bunun nedenleri arasında Türk dünyasının içinde bulunduğu ve kendisinden kaynaklanan birçok nedenden bahsetmek mümkün.

İslam dünyası denildiğinde 20. yüzyılın başına kadar Türklerden başka bir dünya akla gelmezken şimdilerde bu durum çok değişti. Türk dünyasına karşı bölme ve parçalamalarla başlayan süreç daha sonra yok etme, Balkanlar, Ortadoğu’da yeni uydu devletler kurma politikalarına dönüştü. Ancak 1990 sonrası Türk dünyasının içinde bulunduğu sıkıntılı süreç yavaş da olsa durduruldu ve 2000’li yıllardan itibaren tersine dönmeye ve Türkler için yeniden doğan güneş üzerimize ışıklarını tekrar yaymaya başladı.

Bilim, teknoloji ve bilgide zamanın ve gücün son iki asırda batıya doğru kaymasında, üstünlüğün batıya geçmesinde yitirdiğimiz en büyük hazinemiz olan bilgi, analiz ve düşüncenin önünü açan kanalların batıya akması ve batının bu avantajı sonuna kadar kullanma becerisini göstermesi olsa gerekir.

İki asırdır değişen ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla daha da önem kazanan bilgi, akıl, teknoloji ve istihbaratın devlet ve toplumlar üzerindeki gücünün son derece etkin olarak kullanılma avantajını batı Türk dünyasına karşı fazlasıyla iyi değerlendirdi.

Son yıllarda iletişimin hızla yaygınlaşması ile gizli kalmış bilgilerin eskisi kadar gizli kalmayacağı-gizlenemeyeceğinin anlaşılmasıyla açık ve örtülü istihbaratın da değişim gösterdiğini fark etmek mümkün. Bunun için Mısır, Suriye, Afrika ve Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkeler arasında yaşanan gelişmeleri dikkatle takip etmek gerekir.

Mısır’dan, Tunus’a, Libya’dan, Suriye, Balkanlar, Afrika, Türk Devletlerine, Türkistan’a varıncaya kadar kültür ve devletlerarası ilişkilerin daha da güçlenip derinleştiğine çıktığına şahit oluyoruz.

Dünyayla paralel olarak Türkiye ve Türk dünyasında önemi her geçen gün artan TARSAM (https://www.tarihistan.org/) gibi düşünce kuruluşlarının yürütmüş olduğu faaliyetler bilgi ve etkileşimler, kültürel birikimin aktarılması ve kaynaşmasını sağlamakla birçok devletin başaramayacağı işleri başardıklarının güzel bir örneğidir. Birçok faaliyetin örtülü ve açık olarak bu tür düşünce kuruluşları sayesinde başarılıyor olmasının altında bilgi, akıl, çaba ve iletişimle birikte devlet ve kurumlarla organizeli çalışmanın önemini ortaya koymaktadır.

Bir de ülke aleyhine çalışan ve sivil düşünce kuruluşu altında faaliyet gösteren kuruluşlar bulunmaktadır. Ülke içinde ve uluslararası alanda faaliyet gösteren batı eksenli thing thank kuruluşlarının hiç de masum kuruluşlar olmadığı artık ayan beyan ortadadır. Bu tür kökü dışarıda,batı yönlendirmelerine açık ve masum olmayan ve sözüm ona yardım, eğitim, kültür, silahsızlanma, kadın hakları, sağlık, obezite, çevre... sivil topluma destek amaçlarıyla kurulduklarını iddia eden; bu anlamda faaliyet yürüten kurum ve kuruluşların bağlı bulunduğu devletlerin istihbarat ve terör örgütleri ile paralel çalışmalar yaptıkları anlaşılmaktadır.

Söz konusu kuruluşların merkezlerinin nerede olduklarının fazla bir önemi yoktur. Bu anlamda ABD, Batı, (AB) Rusya, Çin... merkezli birçok thing thank kuruluşunun dünyanın pek çok ülkesinde sivil toplum kuruluşu şeklinde örgütlenip, ajan ve beşinci kol çalışmaları yaptığını sağır sultan dahi bilmektedir.

İngiltere, ABD, İsrail, Almanya, Rusya, Çin, Fransa gibi ülkeler başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösteren thing thank kurumları mevcuttur.

Açık kaynak ve desteğin en somut ve güncel örneği ABD, Fransa gibi ülkelerin Irak ve Suriye’de PYD, PKK gibi, Rusya’nın Libya’da Hafter, İran’ın Irak, Suriye ve Körfezde desteklediği terör örgütlerini desteklemeleridir.

Facebook, İnstagram, Tik-Tok, X... türü sosyal ağların bir amacının da batılı devletler adına bilgi toplamak, istihbarat faaliyeti yürütmek olduğunu hatırlatmak gerekir. 'Hizmete Özel', 'Gizli', 'Çok Gizli' ibareleriyle depolanan bilgilerin örneğin ABD'de dış istihbarat örgütü (CIA),ulusal güvenlik ajansı (NSA),askeri istihbarat alanında hizmet veren (NSC), adına bilgi biriktirdiği bilinmektedir.

Her devlet kendisi hakkında diğer devletlerin neler düşündüğünü, yapacağı faaliyet alanlarını öğrenmek ve çalışmalarını takip etmek ister. Bundan daha doğal bir devlet örgütlenmesi ve dış politika anlayışı olamaz.

Ancak gelin görün ki sivil toplum kuruluşlarına ekonomik desteği fazla olan birimlerin bağlı bulundukları devletlerine sağladığı bilgiler o derece güçlü ve önemli olabilmektedir ki bazen de sivil toplum kuruluşlarının alt yapı hazırlaması ile hedef alınan ülkelerde darbe girişimleri yapılabilmektedir… Toplumlar yönlendirilebilmektedir.

Türkiye ve Türk dünyasının son yıllarda kat ettiği mesafe önümüzdeki süreç için umutları arttırmaktadır.

Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında faaliyet yürüten ve devletlerine bağlı birçok sivil toplum kuruluşunun varlığı ve çalışmalarının önemi Türkistan, Afrika, Balkanlar, Kafkasya ve Suriye’de yaşanan gelişmeler örneğinde bir kez daha ortaya çıkmış ve önemi anlaşılmıştır.

Türk devletlerinde faaliyet yürüten ülke ve milletinin yararına çalışmalar yapan TARSAM (https://www.tarihistan.org/) gibi düşünce kuruluşlarını her zamankinden daha fazla sahip çıkmak ve desteklemek gerekir.

Hatta Türk Dünyasında faaliyet yürüten düşünce kuruluşlarının üst çatıda birleşmesi, ortak çalışmalar yürütmesi en büyük beklentimizdir. Bu amaçla TARSAM olarak Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin kurulması gerektiğine inanıyoruz.

Naci Yengin, TARSAM (Tarih Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı, [email protected]

seeBaxış sayı:79
embedMənbə:https://www.turkustan.az
0 Şərh
Daxil olun, şərh yazmaq üçün...
İlk cavab verən siz olun...
newsSon xəbərlər
Günün ən son və aktual hadisələri